Mardin Midyat’ta pizza yiyeceğimizi duyunca biraz şaşırdım doğrusu. İnsan, Doğunun canım şehirlerinde yörenin lezzetlerini tatmak istiyor elbette. Ama lezzet uzmanları bir hayli övünce “haydi deneyelim” diyorum.
Mardin Midyat’ta pizza yiyeceğimizi duyunca biraz şaşırdım doğrusu.
İnsan, Doğunun canım şehirlerinde yörenin lezzetlerini tatmak istiyor elbette.
Ama lezzet uzmanları bir hayli övünce “hay di deneyelim” diyorum.
Burası, Üçköy, (Süryanice Arkah) sınırları içerisinde geniş bir arazinin içinde.
İsmini Güneydoğudan Suriye’ye doğru uzanan İzla Dağı’ndan alıyor.
“İzla” aramak, gitmek anlamındadır aynı zamanda.
Biz de arayıp bulduk gezimiz sırasında.
Tertemiz bir hava, dağ eteklerinde verimli bir toprak, sakinlik içinde bir yer burası.
Güleryüzlü genç çalışanları işlerini titizlikle yapıyorlar.
Kurucusu Bay Moris gelenlerle ilgileniyor.
Pizzalar gerçekten lezzetli ve ince hamurlu.
İsteyen çayını, ayranını içiyor.
İsteyen özel toprak bardakta Süryani şarabını yudumluyor.
Her yöreden, her kesimden insan burada oturup pizzasını yiyor, kaynaşıyor.
Lezzeti, belki de ortamın sıcaklığından geliyor.
Büyük ölçüde de malzemelerinin işletmenin çevresindeki bereketli topraklarda yetiştirilmesinden tabii…
Moris, kendine has Türkçesiyle anlatıyor domatesi, biberi burada nasıl yetiştirdiklerini, pizzanın domates sosunu nasıl hazırlayıp kavanozladıklarını.
Mutfakta kullandıkları eti, civarda bildikleri temiz yerlerden aldıklarını.
Doğal olmasına özen gösterdikleri için unu yakındaki köyden getirttiklerini.
Her şeyin organik olmasına özen gösterdiklerini.
oruduklarını…
Bir gencin buralardan kopup gidip, Almanya’daki mücadelesini, yıllar sonra ken di memleketine dönüp nasıl bir başarı öyküsünü yazdığını konuşuyoruz.
Sebze zamanı gelirseniz buralara, bahçelerinden dilediğini kadar sebzeyi toplayıp ücretini kumbaraya bırakabilirsiniz.
Moris tüm bunları heyecanla anlatıyor.
Onu dinlerken güzel yurdumun ne çok milleti, dili, dini toprağında yaşattığına şahit oluyorum bir kez daha.
Aslolanın insan olduğunda karar kılıyorum.
Aslolanın toprağına, özüne sahip çıkmak olduğuna.
İsimler ve kültürler değişse de kardeşçe kalabiliyorsa insan, o vakit Anadoluludur.
Kucaklar hepimizi bu vatan…
Barış ve sevgi varsa ruhlar lezzetlenir, toprak daha da bereketlenir, yediğiniz tat bırakır damağınızda.
Tıpkı Moris’in sevgiyle kurduğu bu yer gibi.
Yolunuz Midyat’a düşerse uğrayın tadın.
Sebzelerden toplayın.
Sonra yine kebaplara, köftelere geçiş yaparsınız yol boyu…
Haber :: Dilek Tuna Memişoğlu
@diletuna
