

Birbirine iyi geceler dileyip uyudular. Arayıp sesini duymaları gereken sevdikleri vardı ertelediler. Yapılacak işleri vardı. İşten gelince vakit bulamayız diye yaptıkları yemekleri… Rezervasyon yaptırdıkları tatilleri. Planları vardı küçük büyük. Hayalleri vardı. Sımsıcak sarıldıkları rüyaları vardı.
Sarsıldı yer… Bir anda belki çok uzun sürmedi ama sanki bir ömür sürdü. Sevdiklerini korumak istediler. Üzerlerine çöken tüm yıkık duvarlar eşyalar kimini hemen kimini bir süre sonra tüm hayallerinden kopardı. Bazıları hayatta kalmaya çalışırken yardım için çırpındı. Kimisi sevdiklerinin sesini aradı o yıkıntıların içinde. Tüm acıların içinde olmalarına rağmen oh dediler sevdiklerinin seslerini duymakla beraber.
Dışarıda ne olduğu konusunda hiçbir fikirleri yoktu. Mahşer yerinde sadece bir ışık, bir soluk, bir ses aradılar. Üşüdüler,acıktılar… Tüm hayatları, hayalleri başlarına yıkıldı. Dünya da hiçbir şeyin kıymeti kalmamıştı artık. Bir nefes dünyaya bedeldi… Ya da bir ses! “sesimi duyan kimse varmı? ” Bir cümle bir anda dünyanın en anlamlı cümlesi olmuştu.
Çok acılar yaşandı. Tüm insanlık bir çok şeyi bir çok kez sorguladı. Aynı zamanda bir kez daha yardımlaşmanın insanlığın üzerinde ki kıymetini. Elinde avucunda ne varsa koydu insanlar ortaya. Kimse arkasını aramadı bile. Hesap yapmadı hiç ne varsa verdi. Bir acının içinde boğulurken, sevginin, samimiyetin sıcaklığı ile sarılmaya çalışıldı yaralar.
Kaybedilen tüm canlara tekrar tekrar rahmet diliyorum. Hayatta kalıp sevdiklerini kaybeden tüm insanlığa sabır diliyorum. Ruhları şadolsun…
Sevgili okurlar, deprem bir doğa olayı evet. Maalesef ki bir çok konuda bilgi yetersizliği ya da bilgi eksikliği yüzünden deprem konusunda ne yapacağımızı bilemiyoruz. Lütfen bu konuda uzman kişilere tekrar tekrar kulak verelim. Tedbirimizi kişisel olarak alalım. Takdiri Yaradana bırakalım. Sağlıkla kalın…