

Hayat bir yolculuk, bazen düz, bazen engebeli. Yolda karşılaştığımız her şeyin, her kişinin bir anlamı var, ama bir şey var ki, her şeyin merkezinde durur: Gönlümüz. Gönül, bizim içsel dünyamızın merkezi, duygularımızın kaynağı, kararlarımızın şekillendiği yerdir. Gönlümüzün nerede olduğu, nasıl olduğu, hayatımıza yön verir. Çünkü gönül, sadece bir organ değil, bir varoluş biçimidir.
Gönül, sevgiyle yoğrulur. Sevgi, her şeyin ötesinde, insanı insan yapan en güçlü bağdır. Gönlümüz sevgiyle dolarsa, çevremize de sevgi sunarız. İyi bir insan olmanın, doğruyu yanlıştan ayırt etmenin temeli burada atılır. Gönlümüzdeki sevgi, bizi anlayışlı yapar, affetmeyi öğretir, hoşgörülü kılar. Bazen birinin gözündeki ışık, bazen bir dostun omzundaki güven, gönlümüzün derinliklerine işleyen en değerli hediyelerdir.
Ama gönül sadece sevgiyle değil, aynı zamanda acıyla da şekillenir. Acı, hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır. Gönlümüz, zorluklar karşısında sınanır, ama her darbeden sonra daha da güçlenir. Acının, insanın içindeki gücü uyandıran bir tarafı vardır. Gönül kırıldığında, yeniden yapabilmek, yeniden inanabilmek, yeniden sevebilmek, hayatı kabul etmek zaman alır ama sonunda insan daha olgunlaşmış, daha derin bir bilgelik kazanmış olur.
Gönlümüzün merkezi, bazen kaybolur gibi hissedebiliriz. Zorluklar, kırgınlıklar, yanlış anlamalar… Bunlar, gönlümüzü bulandırır. Ama işte en güzel şey de burada başlar: Gönül, kaybolsa da, yine de bir yerlerde hep kendini bulur. Tıpkı doğanın kıştan sonra baharı müjdelemesi gibi, gönül de karanlıktan sonra aydınlığa kavuşur.
Gönlümüzün merkezine gitmek, bazen yalnız kalmak, bazen derin bir sessizlik içinde içsel yolculuğa çıkmak demektir. Bu yolculuk, bazen dışarıdan çok farklı görünse de, içsel huzurumuzu bulmamızın tek yoludur. Çünkü gönlümüz ne kadar sağlam ve huzurlu olursa, etrafımıza da o kadar barış ve sevgi yayarız.
Gönül, yalnızca kendimizi anlamakla kalmaz, başkalarını da anlamamıza yardımcı olur. Birinin acısını hissetmek, başka birinin mutluluğunu paylaşmak, işte bu, gönlün en saf halidir. Gönlümüzdeki merkez, paylaştıkça genişler, büyür ve her geçen gün daha çok insana dokunur.
Gönlümüzü korumak, ona iyi bakmak, onun neye ihtiyaç duyduğunu duymak, hayatta en önemli görevlerimizden biridir. Gönlümüz, bir çiçek gibidir; ona sevgi, ilgi ve sabırla yaklaşmalıyız ki her zaman güzelliğini koruyabilsin.
Sonuçta gönlümüz, içsel ışığımızdır. Nerede olursak olalım, kimle olursak olalım, gönlümüzün merkezinde sevgi ve huzur bulduğumuz sürece hayatın nehrinde yol alabiliriz. Gönlümüz ne kadar temiz ve güçlü olursa, dünya da o kadar güzelleşir.
Nimet Ünal Mızraklı
@nisanrain
Çok teşekkür ediyorum 🙏😊