Kadın olmakla ilgili sayısızca makale, söz, kitap yazılmış ve okunmuştur. Her yıl kadın olmanın nasıl kutsal bir şey olduğuna bir gün metiyeler dizilir. Sonra duyarız bir sürü kadın cinayeti. Kimi kıskançlıktan, kimi reddedilmekten, kimi de tamamen can sıkıntısından bir kadına yönelir. O anda hiçbir kutsallığı yoktur mesela kadının.
Bir kadının bedenine, ruhuna, kalbine, görüntüsüne ve hatta düşüncesine kadar müdahale de bulunmayı hadsizce hak görür bazı insanlar. Bazen bunu maalesef ki başka bir kadın da yapar. Kadın;insanlığın varoluşuna bir katkı değildir sadece. Kadın beyindir. O kadar çok duydum ki bir erkeğin karısının sözünü dinlememenin verdiği pişmanlığı yaşamasını. Ama yine de kafasında o yafta olmuş cümle hiç değişmez. “Kadın elinin hamuruyla erkek işine karışmaz. ” Ya bir düşün. Aynı malzemelerle yapılan o hamurla bir kadın neler üretiyor. Kaç öğün çıkarıyor. Senin işine mi aklı ermeyecek.
Kadına küçük bir iş ver. Bak nasıl zirvelere tırmanıyosun. Kadın emektir çünkü. Kadın üretir. Doğuştan yeteneklidir bu konuda. Üretip çoğaltmak, olmayacak yükleri taşımak, çaresizliğin içinde yol açmak gibi bir çok yeteneği vardır. Bak tarihe, eski zaman yokluk döneminde ki kadınlara. Neler yapmışlar, nasıl kalkındırmışlar vatanı. Küçümsediğin kadın var ya varolma sebebin senin. Nasıl yok sayabilirsin.
Kadın şöyledir, kadın böyledir diye sıralamayacağım. Aslında herkes herşeyin farkında. Sadece kimsenin işine gelmiyor. Ben başka bir şeye değinmek istiyorum.Kadın olarak elbette güçlüyüz. İstersek yer yerinden oynar. Ama anlayın artık bu gücümüzü gösterebilmek için de, sevgiye, ilgiye, şefkate ihtiyacımız var. Bizi,gücümüzü destekleyecek fakat yorulduğumuzda bizi sarıp sarmalayacak, anlayacak ve hep yanımızda olduğunu hissettirecek birine de ihtiyacımız var. Kaç yaşına gelirsek gelelim içimizdeki küçük kız çocuğunun mutluluğu herşeye bedel.
Bakın ailenizdeki etrafınızdaki kadınlara. Birazcık dikkat etmeniz yeterli. Sevildiklerini hissettikleri an birer küçük prensese dönüşmüyorlar mı? Gözlerinin içine kadar kahkahaya bürünmüyorlar mı?
Çok değil ya gerçekten. Biraz sevgi, biraz şefkat, biraz ilgi… Sonra dağ olsa yıkamaz kimse. Bir düşünün olur mu? Bir de bugün hayatınızda ki tüm kadınlara “Seni Seviyorum”deyin. Sevgi hayatın gerçek dili. Hoşçakalın. Sevgiyle kalın…
